Soğuk bir kış günü, ayaza ve yağışa aldırmadan hızlı adımlarla yürüyorum.
Paçalarımı baştan başa kaplayan çamuru önemsemiyorum bile. Önemsediğim tek şey
var bir an önce yetişebilmek. Küba Dışişleri Bakanı Sayın Felipe Perez Roque’nin
resepsiyonuna davetliyim ve böylesine önemli bir anı kaçırmak olmaz. Neyse
uzatmayalım, yetiştim başlamadan. Hatta soluklanmak ve arkadaşlarımla sohbet etmek
için vaktim bile oldu.
Önce Küba’dan bahsedelim isterseniz:
Küba Karayib denizinde küçük bir takımadadır. Kaliteli tütünüyle,
insanın kanını kaynatan müziğiyle ama hepsinden önemlisi, günümüzün en büyük
siyasi, ekonomik ve askeri gücünün kendisine hükmetme niyetlerine 40 yıldır inatla
karşı koyuşuyla ünlüdür.Yıllardır bu gücünün ablukası karşısında ayakta
durmaya çalışan Küba’da Atatürk heykelinin bulunduğunu biliyor muydunuz? Peki
Birleşmiş Milletler Genel Konseyinde Küba’ya karşı uygulanan ambargo 167 ülke
tarafından kınandığını. Sadece 3 ülke (ABD, İsrail, Marshall Adaları) ambargonun
devamı yönünde oy kullanmışlardır. “ABD bu utancı yıllardır yaşıyor.”
Küba’ya biraz sonra değineceğiz ve rakamlar özellikle o zaman gerekecek. Şimdi
Sayın Bakan’ dan bahsedelim biraz...
Küba Dışişleri Bakanı Sayın Felipe Perez Roque’den önce kürsüye
çıkan DSP Milletvekilimiz sayın Rıdvan Budak Küba’ya yaptıkları geziden ve
izlenimlerinden bahsetti ve kimi zaman esprileriyle bizleri güldürdü!!! Sayın Felipe
Perez Roque kürsüye gelince ise resmen şok oldum. Bir ülkenin Dışişleri Bakanı
gelecekti kürsüye ve ben epey fazla şeyler bekliyordum demek ki karşıma 35 yaşında
gencecik biri çıkınca epey sarsıldım. Eh bizim ülkemizde politikayı
yıllardır aynı kişiler yapıyor nede olsa. Gençlere imkan pek tanınmaz... Neyse
Sayın Felipe Perez Roque ülkesinden ve ABD ablukasından bahsetti uzun uzun. Bu
Kübalılar nede çok konuşuyorlarmış. Eminim 8-9 saat rahatlıkla konuşacaktı ama
Türkiye’deki temasları nedeniyle kendisinin yorgunluğu ve Küba dostlarını fazla
sıkmak istememesi bizi kurtardı. Beni mutlu eden ve bu yazıyı yazmaya teşvik eden ise
Sayın Felipe Perez Roque’nin diplomatik temaslarının dışında bizlerle
buluşmasıydı. Salonda ezici bir çoğunluğu gençler oluşturuyordu ve bende o salonda
yer aldım. Dinledim, hem de hayretle dinledim. Hiç bir şey bilmediğimi anladım
dinlerken... Önce biraz rakamlardan bahsedelim isterseniz:
Spor alanında büyük gelişme gösteren Küba sporcuları Sidney’ de 11
Altın, 11 Gümüş ve 7 Bronz madalya ile 9. olmuşlardır.
Tıp alanında müthiş ilerleme kaydedilmiş olan Küba’da 65.000 doktor
vardır ve sağlık hizmetleri tamamen parasızdır. 175 kişiye bir doktor düşmektedir.
Devrimden önce Küba’nın doktor sayısı 6000’di. Kübalı 2000 doktor Latin Amerika
ve Afrika ülkelerinde hiçbir ücret talep etmeden görev yapmaktadırlar. Guatamala’
da 200 Kübalı doktor görev yapmaktadır ve hiç doktor görmemiş olan dağlık
kesimlerde çalışmaktadırlar. Küba’ lı Doktorlar gelmeden önce 0/00 25 olan bebek
ölüm oranı, şimdilerde 0/00 14’lere inmiştir.
ABD’de Washington’da bebek ölüm oranı 0/00 7’dir. Ancak bu rakam beyaz
nüfus için geçerlidir. Zenci ve Latin Amerika kökenlilerde bu rakam 0/00 14’lere
varmaktadır.Küba’da ise bebek ölüm oranı ülkenin tüm her yerinde 0/00 8’dir. Bu
rakam başkentte de dağ köylerinde de eşittir. Küba Dışişleri Bakanı Sayın Felipe
Perez Roque bundan gururla bahsetmektedir.
Yine aynı şekilde okuma yazma oranın % 100’lere yakın olduğu ve eğitim
seviyesinin 9 yıllık eğitim düzeyinde olduğu bu küçük ülkede eğitim-öğretim
hizmetleri de tamamen parasızdır.Ablukanın tüm ağır koşullarına rağmen
Kübalılar herkese eşit ve parasız sağlık ve herkese eşit ve parasız eğitimden
ödün vermemişlerdir.
Küba-Türkiye ilişkileri son yıllarda gelişme göstermektedir. Türk
tersanelerinde yapılacak gemiler Küba filosuna katılacak ve Küba
filosunun gençleşmesini sağlayacaktır (ABD engeli ile
karşılaşmazsa). Türk-Küba ortak puro fabrikası açılmak üzeredir. Spor alanında
ve sağlık alanında Küba tarafının ciddi teklifleri vardır. İyi oldukları spor
dallarında (Voleybol, Boks vs...) Türkiye’de sporcu ve antrenörleri olup daha fazla
katkı sunmaya ve Türk gençlerini eğitmeye talip olduklarını belirtmektedirler. Aynı
şekilde bizden de iyi olduğumuz dallarda katkı beklemektedirler. Tıp alanında ileri
olmalarına karşılık ilaç sıkıntısı çekmektedirler ve Üçüncü Dünya
Ülkelerine Kübalı Doktorlar ve Türk İlaçları ile birlikte ortak sağlık yardımı
götürmeyi hedeflediklerini belirtmişlerdir. “Küba’nın 2000 Doktoru Üçüncü
Dünya Ülkelerinde gönüllü olarak görev yapmaktadır ve Küba’nın bir o kadar daha
doktor gönderecek gücü vardır ve bu doktorlarımız Türkiye’nin ilaçlarını
kullanacaktır.”
Birazda Türk tersanelerinde yapılacak olan gemilerin öneminden bahsedelim
isterseniz. 90’lı yıllarda Doğu Blokunun çökmesi, ticaretinin % 85’ini burasıyla
yapan Küba için sıkıntılı yıllarında başlangıcı olmuştur. Ülke bir anda
petrol sıkıntısı ile baş başa kalmıştır. Bu da yetmezmiş gibi bu gergin
yıllarda ABD ulusal kongresinden geçen Toriçelli yasası (barometre ile ilgisi yok)
sıkıntıları iyice katlamıştır. Toricelli yasasının onaylanmasıyla, Küba ile
ticaret yapan üçüncü dünya ülkeleriyle Amarikan anonim şirketlerinin ilişkilerini
kesilmiş ve abluka kararı daha da sertleştirilmiştir. Bu karar, Küba'ya ekonomik
yardım sağlayan ülkeleri, adaya mal götürüp getiren gemilerin bağlı oldukları
milletleri de kapsıyordu. Çünkü bu yasa ile Küba Limanlarına uğrayan bir gemi 6 ay
müddetle ABD limanlarına uğrayamayacaktı. Yeni ticaret ilişkilerine giren ve
ihtiyaçlarını hemen yanındaki ülkelerden karşılayamayan Küba, şimdide mallarını
taşıtacak gemi bulmakta zorlanıyordu. Çünkü şirketler ya Küba’ya gitmiyor yada
çok fazla fiyat istiyordu. Küba’nın ticaret filosu ise yaşlı ve bu kapasiteyi
karşılamaktan yoksundu.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Küba'ya uyguladığı ekonomik ambargonun en
tehlikeli ve en etkili hareketi, yabancı yatırımcıları kanundışı önlemlerle
gözdağı vererek bu ülkeden çekilmeye zorlayan, 1996'da çıkartılan Helms-Burton
yasasıdır.
Belki yazılacaklar sayfaları doldurur. 40 yıl önce gerçekleşmiş ve tarihe
Che gibi bir efsaneyi armağan etmiş bir devrimi, tıpkı bizim kurtuluş savaşımız
gibi bir bağımsızlık mücadelesini kısaca anlatmaya çalıştım. Daha doğrusu Küba
Dışişleri Bakanı Sayın Felipe Perez Roque’nin aracısıyım ben. O anlattı ben
yazdım. Dışarı çıktığımda hava hala soğuktu. Ama bu sefer aldırmadığım
soğuğa. Hiç üşümedim. Eve gitmekte acelede etmedim. IMF ve Dünya Bankası olmadan
yaşayan Küba’yı düşündüm. Yeni açıklanacak paketleri olmayan bir ülke hayal
ettim ve Türkiyemin İnsanlarını düşündüm. Parasız eğitim istediği için
dövülen, hapishaneye giden gençlerimizi düşündüm. Hastane kapılarında ölenleri,
parası olmadığı için elinin dikişleri sökülen insanlarımızı... Belki aç, ama
gururlu ve daima dik yürüyen insanlarımızı düşündüm. Bunlar ne kadar uzakmış
bize dedim kendi kendime... bunlar tam bir ütopya bizim için... Küba’yı da
kıskanmadım değil hani...
Tarkan ETGİNOĞLU
İSTANBUL ŞUBE BASIN SEKRETERİ
NOT: Konu ile ilgili faydası olabilecek web siteleri
Küba Hükümeti Web Sitesi
Küba Kominist Partisi Web Sitesi
Küba Uluslararası Granma Gazetesi
Küba Hükümeti Abluka Karşıtı Web Sitesi
Küba Abluka Karşıtı Türkçe Web Sitesi |